Kur’an’da bildirilen “denizlerin birbirine karışmaması” konusunun bilime aykırı olduğunu söyleyenlere verilecek cevap, öncelikle bu ayetin doğru bir şekilde anlaşılmasına bağlıdır. Bu ayette, denizlerin birbirine karışmadığından söz edilmektedir. Ancak, bu ifadenin, denizlerin yüzeyinde birbirleriyle karışmadığı şeklinde anlaşılması gerekir.
Denizlerin yüzeyinde, farklı yoğunluktaki sular birbirleriyle karışmazlar. Tuzlu su, tatlı sudan daha yoğun olduğu için, tatlı suyun tuzlu suyun üstünde kalmasına neden olur. Bu nedenle, denizlerin yüzeyinde, tatlı su ve tuzlu su ayrı ayrı katmanlar halinde bulunurlar.
Denizlerin derinliklerinde ise, sular birbirleriyle karışırlar. Ancak, bu karışma, yüzeydeki kadar hızlı değildir. Bunun nedeni, denizlerin derinliklerinde, suyun basıncının artmasıdır. Suyun basıncı arttıkça, su moleküllerinin hareketi azalır ve bu nedenle karışma hızı da azalır.
Dolayısıyla, Kur’an’da bildirilen “denizlerin birbirine karışmaması” ifadesi, denizlerin yüzeyinde birbirleriyle karışmadığı şeklinde anlaşılmalıdır. Bu ifade, bilime aykırı değildir.
Bu konuya ilişkin olarak verilecek cevaplarda, şu noktalara dikkat edilebilir:
• Ayetteki ifadenin doğru bir şekilde anlaşılması sağlanmalıdır.
• Denizlerin yüzeyinde birbirleriyle karışmadığı bilimsel olarak açıklanmalıdır.
• Denizlerin derinliklerinde birbirleriyle karıştıkları, ancak bu karışmanın yüzeydeki kadar hızlı olmadığı belirtilmelidir.
Bu noktalara dikkat ederek verilecek cevaplar, “denizlerin birbirine karışmaması” konusunun bilime aykırı olmadığını gösterecektir.
Ek olarak, şu noktalara da dikkat edilebilir:
• Ayetteki ifadenin, Allah’ın kudretini ve hikmetini gösterdiği vurgulanmalıdır.
• Denizlerin birbirine karışmaması, deniz canlılarının yaşaması için gerekli bir durumdur.
Bu noktalara dikkat ederek verilecek cevaplar, ayetteki ifadenin önemini ve değerini ortaya koyacaktır.

Haber Bülteni